Audrey Hepburn deyince aklımıza hemen o siyah elbise içindeki incecik belli ve upuzun ağızlıktan içtiği sigarasıyla gülümseyen masum yüzlü asil kadın geliyor değil mi?
Söyler misiniz bu kadını beğenmeyen bir erkek ya da bir hemcinsi var mıdır?
Ben bile bir kadın olarak kendisini çok hoş ve asil buluyorken erkekler nasıl beğenmesin ama değil mi ?
Hollywood'un en tarz kadınına ben de hayranım ve onun resimlerinin olduğu bardak altlığından magnete, kartpostaldan deftere kadar bir çok Audrey'li eşyam var. Başucumda kocaman bir de tablosu var.
Bu hafta sonu 1961 yapımı Tiffany'de Kahvaltı (Çılgınlar Kraliçesi) filmini bir kere daha izledim.
Bir kaç ay önce Truman Capote'nin Tiffany'de Kahvaltı (Breakfast at Tiffany's) kitabını okumuştum. Aklımdaydı filmi tekrar izlemek ve ancak yeni fırsat bulabildim. Eski Hollywood filmlerini çok seviyorum. Eğer siz de seviyorsanız Holly Golightly'yle kesinlikle tanışmalısınız. Film hem eğlenceli hem duygusal, kahkaha atarken ağladığmı biliyorum. Filmin sonu zaten öldürücü darbe, yine ağlayıp durdum. Bu arada filmin aktörü George Peppard'dır. Filmi ilk izlediğimde inanılmaz yakışıklılığıyla adeta beni şok etmişti. Meğerse kendisi daha sonradan A Takımı dizisi ile tanıyacağımız puro içen albay imiş. Gençliği fenaymış yani :) Siz de bir görün istedim;
Ortadaki resimde filmin DVD'si ve filmin kitabını görüyorsunuz, kitap Truman Capote'nin. Capote ile ilgili bir yazım City-shot'ta yayınlanmıştı. Bu tuhaf adamı da seviyorum.
Sağdaki de İtalya'da aldığım bir kartpostal. Audrey'nin 1953 yapımı Roma Tatili filminin kartpostalı.
Bu postumu Audrey için yaptım. Keşke yaşasaydı da hem filmler çekmeye hem de gönüllü olduğu hayır işlerini yapmaya devam etseydi.
RIP Audrey!
başlık cuk oturmuş ;)
YanıtlaSilBen de tuttum :)
YanıtlaSil