6 Ocak 2014

Ah hah hay, Aksaray!


Merhabalar, herkese mutlu bir Pazartesi diliyorum.
Umarım bugünü sendromsuz atlatırsınız ;)

Uzun zamandır tiyatro yazamıyordum çünkü vakit bulup da şöyle güzel bir oyun izleyememiştim. Ama nihayet geçen hafta güzel bir oyun izledim ve haftaya onu yazarak başlayayım dedim.

Şehir Tiyatroları'nda Engin Alkan'ın yönettiği "Şark Dişçisi" isimli oyun 2011-2012 sezonundan beri oynuyor. Duyduğuma göre bu sezon oyuncular değişmiş. Hatta bu değişimden dolayı oyunun keyfinin kaçtığı hatta kötüye gittiği yönünde yorumlar okumuş, biraz da tereddüt etmiştim. Ama bir işin içinde Engin Alkan varsa ne kadar kötü olabilir ki diye de düşünüyordum. Zira geçen sezon İstanbul Efendisi oyununu izlemiş ve bayılmıştım.

Neyse efendim, o kadar olumsuz yoruma rağmen ben oyunu çok beğendim. Hatta bu oyunu sıkıcı bulanların nasıl bir kafayla izlediklerini de merak ettim. Tamam, üç saat olması zorluyor hatta birazcık daha uzun olsa sıkıcı olabilir ama bence tam kararında bırakılmış.

Oyundan bahsetmek gerekirse; Osmanlı mizah yazarlarından Hagop Baronyan'ın yazdığı,  zamanın İstanbul Ermenileri arasında geçen; birbirini aldatan eşlerin, kavuşamayan aşıkların hikayesini konu alan oldukça eğlenceli, renkli ve dinamik bir oyun. Aslına bakarsanız elle tutulur bir hikaye yok yani sürekliliği olan bir konusu olmaması döngüyü sıkıcılık riskine doğru sürüklüyor. Bazı esprilerin de kalite sorunu vardı ama yine de beğendim. Oyun kadar makyaj ve kostümler de başarılıydı. Hatta makyaj o kadar başarılıydı ki, çok beğendiğim Selçuk Borak'ı bile burnumun dibine kadar gelmesine rağmen tanıyamadım, sonradan jeton düştü. Sahneye ne yakışıyor bu adam! Nasıl da genç ve karizmatik hala!
Bir de perukları özellikle çok beğendiğimi söylemeliyim. Oldukça fantastiklerdi!

Gelelim oyunculuklara. Geçen sezon Çağlar Çorumlu'nun oynadığı  baş karakteri bu sezon Kubilay Penbeklioğlu'na teslim etmiş Engin Alkan, ne yalan söyleyeyim fena da olmamış. Sevil Akı da benim çok beğendiğim bir oyuncudur, onun performansı da muhteşemdi. Zira sevgili Ahhan Şener, Levon'la yine gönlümü çaldı, yıldızının giderek parladığını düşünüyorum. Ve elbette adını anmadan geçemem, Tuğrul Arsever o muzur rol çalan halleriyle ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu bir kez daha gösterdi. İzlemekten en keyif aldığım sahnelerin çoğu onundu. Özellikle figüran şarkısıyla seyirciyi peşine taktı, aldı götürdü. Zaten seyirciden çok kopuk bir oyun değil, gayet samimi gayet içli dışlı.
Müzikli, danslı, şenlikli bu temsili mutlaka izlemenizi öneririm.
Şimdiden iyi seyirler!
Bu yazıyı paylaş...
  • Share to Facebook
  • Share to Twitter
  • Share to Google+
  • Email This
  • Pin This
  • Share on Tumblr

0 yorum

 
© Deniz'in Şarkısı
Designed by GeCe
Released under Creative Commons 3.0 CC BY-NC 3.0