Merhabalar,
Mutfakta ne kadar saçmalarsam o kadar iyi sonuç aldığımı artık biliyorum. Bu nedenle elimden geldiğince doğaçlama çalışıyorum ve o oranda özgün işler çıkartıyorum.
Annem her ne kadar "bu yaptıklarını yazma milleti zehirlersin" dese de paylaşmadan edemeyeceğim.
Dün akşam yine yorgun olduğum bir akşamdı, eve gelip dolapta yiyecek bir yemeğin henüz kendi kendine oluşmadığını gördüğümde kolları sıvamam gerekti (Canım çok makarna istiyordu ama asla kolaya kaçmamalıydım, adam gibi yemek yapmalıydım!)
Hemen mutfağa daldım. Amacım hızlıca yemek hazırlamaktı. İlk aklıma gelenler ve dolapta daima bulunanlar domates, mantar ve soğandır. Tavuğa uzandığımda ise artık çok geçti. İğrenç kokusu burnuma geldiğinde bozulduğunu anladım. Aman ha sakın! Tavuk zehirlenmesi çok kötüdür, dikkat!
Onu hemen çöpe yollarken geride kalan bir avuç malzemeyle ne yapabilirim diye düşündüm. Soğanları doğradım. Zeytinyağı kızınca soğanları koydum tencereye ve kavurmaya başladım. Sonra domates rendeledim. En son da doğradığım mantarları ekledim. Pişmeye bıraktım. Bu arada fuardan aldığım Tess Gerritsen'in Siliniş kitabını elimden bırakamadığım için bir yandan da onu okuyordum.
Bir süre sonra tenceredeki yemeğin aslında bir yemek olmadığını, olamayacağını anladım. Zira porsiyon olarak az, görüntü olarak zavallıydı. Böyle durumlarda akla ilk gelen ve her evde bulunan yegane kurtarıcıya başvurmalıydım. Makarna! Hemen pişirmeye koyuldum. Yemek yapmak üzere yola çıktığım fakat başarısızlıkla sonuçlanan eylemimi leziz bir makarnayla kurtarabilirdim. Nitekim de öyle oldu.
Domates ve mantar soslu makarnam inanılmaz lezzetliydi.
Siz siz olun aklınızda makarna yapmak varken başka yemek yapmaya kalkışmayın.Uğraşmayın, teslim olun.
Afiyet olsun.
mmmm çok severim bende ama yorgun olduğum günler direk Marmaris Büfeyi arıyorum :)
YanıtlaSilKendime söz verdim dışardan yemek söylemeyeceğim :)
Silişte bu kadar ellerinize sağlık
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
Sil