Merhabalar,
Geçtiğimiz hafta sonu, Cumartesi günü, malum eskrim günüydü ve yine Kadıköy’deydim.
Çıkışta arkadaşlarla bir kahve içtikten sonra sırtımda bin kiloluk spor çantamla yorgun argın sahile inerken her zaman geçtiğim Moda Caddesine saptım. Az ötede bir pasaj girişinde bir sürü tablo gözüme çarptı. İlk dikkatimi çeken Frida Kahlo’nun punk kıyafetler içindeki, lila rengin hakim olduğu muhteşem tabloydu. Neredeyse koşarak pasajın önüne konmuş tezgahın başına geçtim, birbirinden güzel çizimler ve resimler tual bezine basılmıştı. Yani bildiğimiz adıyla kanvas tablo olmuştu. Frida’yı hemen kaptım zaten.
Tabloların hepsi o kadar hoşuma gitti ki seçim yapmakta zorlandım. Tam o sırada, ben şaşkın şaşkın hangi birini alacağımı (ve arabasız geldiğim için tabloları alırsam nasıl taşıyacağımı) düşünürken, sonradan dükkanın sahibi olduğunu öğrendiğim Bora, beni içeriye davet etti. Pasajdan içeri girince resmen gözüm döndü. Çeşit çeşit, renk renk, boy boy bir sürü tablo vardı. Sadece tablo da değil, magnetler ve bardak altlıkları da vardı.
Tabloların hepsi o kadar hoşuma gitti ki seçim yapmakta zorlandım. Tam o sırada, ben şaşkın şaşkın hangi birini alacağımı (ve arabasız geldiğim için tabloları alırsam nasıl taşıyacağımı) düşünürken, sonradan dükkanın sahibi olduğunu öğrendiğim Bora, beni içeriye davet etti. Pasajdan içeri girince resmen gözüm döndü. Çeşit çeşit, renk renk, boy boy bir sürü tablo vardı. Sadece tablo da değil, magnetler ve bardak altlıkları da vardı.
Ben tabii hemen kedi ve Audrey Hepburn objelerine yapıştım. Ama o kadar fazla çeşit vardı ki nereye bakacağımı şaşırmıştım. O sırada Bora bana bir de çay ısmarladı. Hem çayımı içtim hem sohbet ettik hem de resimleri uzun uzun inceledim.
Sohbetimiz sırasında Bora’nın daha once bir çok iş yaptığını öğrendim. En son bu işte karar kılmış olsa gerek ki gördüğüm kadarıyla tüm enerjisini ve motivasyonunu buraya ayırmış. Poster, afiş, karakalem portre gibi işler de yapıyor.
Bu arada bu şirin yerin adı Baykuş. Sadece kanvas tablolar değil magnet ve bardak altlıkları da var, hepsi birbirinden güzel. Şahsen ben bir sürü tablo ve bardak altlığı aldım. Frida ve House da artık benim!
Çok güzel tasarımların dışında istediğiniz bir resmi de vererek istediğiniz bir objeye bastırabiliyorsunuz.Yani kişiye özel tasarım da yapılabiliyor. Doğum günü gibi özel günler için iyi bir hediye fikri olabilir. Kesinlikle tavsiye ederim.
Uğramak isteyenler Baykuş’u Moda Caddesi üzerindeki Huzur Palas Pasajı’nda bulabilirler.
Blogunuza misafir oldum. Şöyle bir göz attım ki tam benlikmiş meğer. Çok güzel bir yazıydı. Frida tablosuna ben de bayıldım. Güle güle kullanın. Ayrıca bu mekanın ismini not aldım. Yolum ilk İstanbul'a düştüğünde uğrayacağım yerler arasına girdi. Güzel yazılarınızın devamını bekliyorum. Sevgilerle
YanıtlaSilÇok teşekkürler güzel sözlerin için baykuş çok hoş bir yer umarım beğenirsin,çok sevgiler..
YanıtlaSilçok teşekkür ederim deniz fotoğraflar ve yazı harika olmuş blogunda ayrıca çok güzel
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Bora:) Senin dükkanın güzel olmasaydı bu yazı da bu fotoğraflar da bu kadar güzel olmazdı,sevgiler:)
Siltesadüfen farkettiğim ama beni pek mutlu eden nadir tesadüflerden biridir baykuş... hayatımda özel bi yeri olan insanları sewindirmek istediğim zamanlarda, aklıma ilk gelen yer burası.. herşey bi yana güleryüz war , ki bu nice mağazayı dükkanı alt eder ;) zaten yakında yine düşecek yolum, huzurlu we kazanç dolu günler dilesem kısa yoldan :) kolay gelsin ..
YanıtlaSilMerhaba, eşimle beraber aynen sizinkine benzeyen bir keşifti bizimkisi de. Birçok tablo aldık, küçük çocuğun lunaparka gelmesi gibi, gözümüzü alamadık.. Biz özellikle kendimize özel bardak altlıkları da yaptırdık ve keyifle kullanıyoruz, şu anda da 3 tane resmim var, ilk fırsatta uğrayıp marifetli elinize bırakacağım bora bey ;)
YanıtlaSilbu arada deniz çok keyifli bir sunum olmuş, teşekkürler emeğin için.
Sevgilerle,