Yolu Rumelihisarı tarafına düşenler mutlaka görmüşlerdir ve LaBottega ismi dikkatinizi çekmiştir. Dışarıdan bakıldığında aslında orası bir mutfak ve mobilya butiğidir. Hani her kadının hayalindeki mutfaklardan. Kocaman, ferah ve kullanışlı. İşte ben de geçenlerde blogger arkadaşlarımla oradaydım. Hayır hayır henüz kendi mutfağımıza bakmıyoruz:) Orada bulunma sebebimizin hikayesini o gece bizi ağırlayan ev sahiplerinden Selahattin Birsin'den öğreniyoruz. Selahattin Bey bir yandan da yemekleri pişiriyor. Biliyorum iyice kafanız karıştı, hemen anlatıyorum.
Selahattin ve Haluk Birsin kardeşler ikinci kuşak olarak LaBottega'yı devam ettiriyorlar ve oldukça yoğunlar, bu nedenle dışarıda arkadaşlarıyla buluşmaya pek vakitleri olmadığı için akşam işten sonra LaBottega'da bir araya geliyorlar. Ve bu durum gelenekselleşerek her Çarşamba akşamı buluşmaya dönüşüyor. Arkadaşlarına bu mutfaklarda ikramlar hazırlıyorlar. Bu buluşmadan bizi haberdar edense Küçük Martha idi. Onlar LaBottega'daki bu buluşmaları Cem Karakuş ile keşfetmişler. Duyduğumda o kadar hoşuma gitti ki bir an önce Çarşamba gelse de gitsem diyordum. Gerçekten de inanılmaz hoş bir ortam var. Bir yandan yemekler hazırlanıyor bir yandan sohbet ediliyor. İş çıkışı birer birer gelen arkadaşlar çantaları, kravatları bir kenara bırakıp ellerinde kadehleriyle hem hazırlığa yardım ediyor hem de laflıyorlar.
O akşam Küçük Martha ve ev sahipleri bize harika bruschetta ve salatalar yaptılar. Şaraplarımızsa Barbare'dendi. Bozcaada'dan Ada Ekmeği bile gelmişti. Oldukça sıcak ve samimi bir ortamda çok eğlenceli bir akşamdı. Dostları bir araya getirmek kolaydır ama bunu sürekli hale getirebilmek için güçlü bir bağ gerekir. Selahattin Birsin ve Haluk Birsin çok güzel bir düşünceyle yola çıkmışlar ve bunu başarmışlar.
O geceki eğlenceli paylaşımlarımız için #labottega ve #lapiccolamartha hashtaglerine göz atabilirsiniz.
Ben orayı çok sevdim, kim bilir belki bir daha yolum düşer.
Konukseverliğiniz için tekrar teşekkürler..
0 yorum