"Senin ağzından duymak istiyorum" dedim.
"Lazım işte" dedi.
"Bunlarla ne yaptığını söyle bana" deyip dikkatle izledim onu.
Başını patates kasesine eğdi. "Bazen kendimi kesmem gerekiyor" dedi sonunda.
**
Kitap anlatmak zordur. Spoil vermeden içeriğinden bahsetmeye çalışmak yazmayı da zorlaştırır. Pek de yazmam ama bu kitaptan bahsetmek istedim. Sosyal medyada siz de görmüşsünüzdür belki. Okuyanların uzun zaman etkisi altında kaldığı dokunaklı bir kitap olarak bahsediliyor. Ben de geçen ay tatilde başlayıp bu ayın başında bitirdim.
Roman, üniversiteden tanışan dört gencin dostluklarını ve hem ruhsal hem bedensel olarak yaralı arkadaşları Jude'un yaşadıklarını anlatıyor. Zaman zaman gözlerim yaşararak, boğazım düğümlenerek okuduğum bu kitap dostluk, sevgi ve şiddet üzerine okuduğum en çarpıcı romanlardan oldu. İnsanın en aşağılık yönünü de derin bir sevgiyi de aynı hikayede okumak duygu durumunuzu sabit tutmanızı zorlaştırıyor. Bir insanın başına gelebilecek dayanması zor şeyleri (cinsel şiddet gibi) okuyorsunuz bir yandan da derin bir sevgi ve vefalı bir dostluk hikayesi var içinde. Dört arkadaşın hem kendi kişilikleri özelinde hem de birbirleriyle olan ilişkilerinde geçirdikleri değişimleri de yalın ve akıcı bir dille anlatmayı başarmış yazar. Duygusal açıdan biraz zorlayıcı bir kitap. Kitaba dair şüpheye düştüğüm nokta şu oldu sadece, acaba daha fazla satmak için mi bu kadar yoğun bir şiddet ve melankoli işlenmiş.
Bununla birlikte yazım dilini ve akıcılığını beğendiğim için yazara bir şans daha vermek istiyorum ve "Ağaçtaki İnsanlar" kitabını alınacaklar listeme ekliyorum.
The New York Times tarafından yılın en iyi romanlarından biri olarak bahsedilse de herkese önerebileceğim kolaylıkta bir kitap değil ama okumak isteyenleri yoğun bir "hüzün" duygusu beklediğini söylemeliyim. İyi okumalar.
**
Kitap hakkında bazı kısa bilgiler:
İlk basım: 2015
Orijinal adı: A Little Life
Yayın evi: Doğan Kitap
0 comments