15 Temmuz 2024

Bulgur Palas

Ah bir tanecik güzel İstanbul, trafiğini, kalabalığını, pahalılığını sevdiğim ay pardon yedi tepesi ayrı güzel canım şehir, senden bir tane daha yok, olsa fena mı olurdu, mesela bir tane içi boş olan olsaydı? Tercihen daha sakin :) Hep şikayet ettiğimiz ama bırakıp da gidemediğimiz vefalı sevgilimiz, onca hoyratlığımıza rağmen güzelliğini yitirmeyen göz bebeğimiz. 

Bu hafta sonu sana yedinci tepe olan Kocamustafapaşa'dan baktım, bir de ne göreyim, İBB, Bolulu Habib Bey konağını harika bir mekana dönüştürmüş.


Yine o gizemli adam ve kedisi

Şaka bir yana, henüz ilk açıldığında ziyaret ettiğim Bulgur Palas'ı tekrar görmek istiyordum. Pazar günümüzü bu kültür mirasını ziyarete ayırmıştık.


Alanında uzman restoratör, sanat tarihçisi, arkeologlardan oluşan İbb Miras ekibi, kaderine terk edilmiş ve yıpranmış tarihi binaları alıp İstanbullular için kamusal yaşam alanlarına dönüştürüyor. Biz de Pierre Han, Rumeli Hisarı gibi bazı şantiye gezilerine katılıp dönüşümü devam eden bu değerli kültür varlıklarını görme şansını yakalamıştık. İbb Miras çalışmaları sonucunda sosyal hayata kazandırılan Casa Botter, Çubuklu Silolar, Gazhane, Haliç Tersanesi, Yerebatan Sarnıcı, Moda İskelesi gibi mekanları da ziyaret ederek keyifli zamanlar geçirdik. Emeği geçen herkese kendi adıma teşekkür ederim. Bu çalışmalar olmasaydı belki bu değerli kültür miraslarını görme şansımız hiç olmayacaktı. Hem tarihi eserleri hem sanatı bir araya getiren muhteşem mekanları oldu İstanbul'un, bu nedenle çok mutluyum.




Bu yazımda size, hayran olduğum özel bir yapıdan, Bulgur Palas'tan bahsetmek ve bu ziyaretimde çektiğim fotoğrafları paylaşmak istiyorum. Yazımın başında bahsettiğim gibi Bolulu Habib bey konağı diğer adıyla Bulgur Palas olarak bilinen bu etkileyici yapı Cerrahpaşa'da bulunuyor. Biz marmarayla gittik, Yenikapı durağında inip yokuştan yukarı yürüdük. Tek gidiyorsanız bu yolu tercih etmeyebilirsiniz. Otobüs ve tramvay ile de ulaşım kolay.


Adı neden Bulgur Palas derseniz cevabı çok basit, Habib bey bulgur ticareti sayesinde zenginleşmiş de ondan :) Gerçi sonra borçları nedeniyle bina önce Osmanlı bankasına sonra Garanti bankasına geçmiş. İbb bu binayı 2021 yılında satın alarak restore etmiş ve İstanbullulara bu şekilde armağan olmuş. Hemen yakında oturan bir yakınımızın söylediğine göre küçükken buraya perili köşk derlemiş ve onlar için masallardaki şatolar kadar gizemliymiş. Şimdi ziyaret edebiliyor olmaktan ne kadar mutlu olduklarını anlattılar.



Bulgur Palas'ın içinde Atatürk'ün adını taşıyan kütüphane, sergi ve etkinlik alanları, İstanbul Kitapçısı, Beltur Kafe, çalışma alanları ve toplantı odaları ile muhteşem manzaraya sahip seyir terası yer alıyor. Pazar günü gitmemize rağmen bilgisayarını alıp gelmiş bir sürü kişi gördük, sakin ve huzurlu bir ortam var. Çalışabilir, kitap okuyabilir veya sadece manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.



Üst katlarda dünyaca ünlü fotoğraf ajansı Magnum Photos'un sergisi var. "Magnum İstanbul'da" ismini taşıyan sergide birbirinden değerli fotoğraf sanatçılarının eserlerini görme şansı yakaladık. Ayrıca Türk sanatçı Emin Özmen'in de fotoğrafları için özel bir alan ayrılmıştı.



Bazıları dünyanın en ikonik fotoğrafları arasında kabul edilen 200 kadar fotoğrafı görmenizi şiddetle öneriyorum. Sergiyi 31 Ağustosa kadar ücretsiz gezebilirsiniz.


Bir sanatsever


Beş katlı bu etkileyici binanın en üst katında nefes kesen İstanbul manzarasına sahip bir seyir terası var. Kolay kolay göremeyeceğiniz türden bir teras. Bahçesinde ise İstanbul Kitapçısı ve Beltur Kafe var. Biz de hem kitap aldık hem de bir şeyler atıştırıp dinlendik.





Giriş için "İstanbul Senin" uygulamasını telefonunuza indirerek barkodu okutmanız yeterli, ücretsiz ve üstelik kahve ikramları da var. Pazartesi günleri kapalı. Gitmeden önce ziyaret saatlerini kontrol etmelisiniz.


Girişte sizi karşılayan bu görevli oldukça meraklı ve yaş mama var mı diye çantanızı kontrol ediyor, eliniz boş gitmeyiniz :)


Bonus bilgi: Bulgur Palas'a giderken Parlar pastanesinin önünden geçiyorsunuz, ben revanisine de kadayıfına da bayıldım, tulumbası da meşhurmuş, uğrayın derim.

Bu yazıyı paylaş...
  • Share to Facebook
  • Share to Twitter
  • Share to Google+
  • Email This
  • Pin This
  • Share on Tumblr

8 comments

  1. Merhaba!
    Blogumda ki yorumunu şimdi okuyunca koşa koşa geldim. Ne güzel anlatmaya, yazmaya başlamışsın! İstanbul'un ahşu keşmekeşi olmasa , 10 milyonu da bir yerlere gitse, biraz sakinlese öyle güzel bir şehir ki. Hele son yıllarda açılan bu yapılarına, kütüphanelerine bakıyorum nerden nereye geldik diyorum aklım kalıyor. Mekanlar çok güzel üstelik ücretsiz çoğu yer. İnsanların buralarda dolup dolup taşması lazım.
    Ben ilk bu yazını okudum, dur bakayım eskilere doğru gideyim hatta soğuk bir kahve yapayım kendime öyle oturayım. Güzel blogları, güzel yazıları üç dakika da harcamamak gerek.
    çOK Sevgiler!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeniden kavuşmuş gibi hissettim, ne mutlu .Yazmayı da
      çok özlemişim. Umarım keyif alırsın, çoook sevgilerimle..

      Sil
  2. Yazılarınız muhteşem, okudukça daha da keyif alıyorum ve gitmediğim yerlere merak edip not alıyorum ve gidecek listeme ekliyorum, teşekkürler.💐💐💐

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok mutlu oldum, değerli yorumunuz için teşekkürler :)

      Sil
  3. Yeniden yazılarınız okumak ne güzel.

    YanıtlaSil
  4. Yazınızı okuduktan sonra biz de gittik, çok güzel bir yer, teşekkür ederim.

    YanıtlaSil

 
© Deniz'in Şarkısı
Designed by GeCe
Released under Creative Commons 3.0 CC BY-NC 3.0