13 Mayıs 2016

Utanç ve İran Sineması


Utanç, orjinal adıyla Buda Az Sharm Foru Rikht, ingilizce çevirisini de yazalım, Buddha Collapsed Out Of Shame, İranlı genç yönetmen Hana Makhmalbaf'ın ilk uzun metrajlı filmi. Soyadından da anlaşılacağı gibi hanım kızımız, İran sinemasının gözbebeği Makhmalbaf ailesinin bir üyesi, hatta en genç üyesi.
Filmi, ilk olarak 24. Uluslararası Film festivalinde izledik, daha sonra bizde de çeşitli kanallarda yayınlandı.
Henüz izlemeyenlerin merakını kaçırmadan filmi özetlemek gerekirse –ki yer yer ayrıntılar olacağı için spoil barındırabilir- Buda heykellerinin yıkılması sahnesiyle başlıyor. Bilindiği üzere Taliban rejimi 2000li yılların başında buda heykellerini yıkmıştı.

Hikaye, bu heykellerin yıkıldığı Afganistan’daki bu köyde geçiyor ve mağaraya benzeyen evlerde yaşayan ailelerin iki çocuğu, Baktay ve Abbas kadraja giriyor.
Sonrası şöyle; Abbas, okuma yazma bilmeyen Baktay ile dalga geçer ama aynı zamanda okuduğu hikaye ile de Baktay’ın okuma hevesini daha da körükler. Küçük kız duyduğu utançtan dolayı okuma yazma öğrenmek ister ve okula gitmek için serüvene atılır. Genel olarak hikaye küçük Baktay’ın bundan sonra yaşadıkları üzerine kuruludur.

Film, gerçekçiliği ile belgesel tadında, kurgu bağımsız ve amatör oyuncuların eşlik ettiği amatör ruha sahip etkileyici bir yapım. İzlerken hem gülümsüyor hem de hüzünleniyorsunuz. İçerdiği mesaj ve  metaforlar ama herşeyden daha çok başroldeki küçük kızın masumiyeti ve okula gitmek için verdiği mücadele muazzam bir dille anlatılmış.Hal böyleyken İran Sineması denince aklıma gelen, izlenesi filmler listeme üst sıralardan girmiş durumda.
Son yıllarda çıtasını ve sesini yükselten İran Sinemasının önemli filmlerinden biri Utanç. Zira bu filmde hem Taliban rejimine hem de erkek egemen, savaşçıl ve kadını ikinci planda tutan anlayışa eleştiriler getirilmiş. Filmin en akılda kalan repliği ise “ancak ölürsen özgür olursun” oluyor ki uzun bir süre etkisinden çıkamayacağınız filmin bu mesajı da yüzünüze aniden inen bir tokat kadar etkili.

Film, İspanya’da San Sebastian Film Festivalinde Jüri Özel Ödülü, Roma’da ise UNICEF Özel Mansiyonu almış. Bizde de uçan süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivalinde ödül aldı.
Yeni bir film değil ancak Hollywood filmlerinden sıkılanlara, kısıtlı imkanlarla ve baskı altında olmasına rağmen -zengin Pers kültürünün de sayesinde- güzel işler çıkaran, özellikle festivallerde öne çıkan İran’ın etkileyici sinemasını öneriyorum.

Benim listemin başında ise şu filmler var; Soraya’yı Taşlamak, Sarhoş Atlar Zamanı, Kirazın Tadı ve animasyon film Persepolis.


Şimdiden iyi seyirler.
Bu yazıyı paylaş...
  • Share to Facebook
  • Share to Twitter
  • Share to Google+
  • Email This
  • Pin This
  • Share on Tumblr

4 yorum

  1. Sarhoş Atlar Zamanı,Kirazın Tadı ve Persepolisi seyretmiştim. mutlaka
    seyredilmesi gerekenlerden. Sarhoş Atlar Zamanı favorim..

    YanıtlaSil
  2. merhaba
    blogunuzdaki yeni yazılar içim mail bildirim sistemi var mı acaba.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki maille bildirim yapmıyorum. Sık sık ziyaretime beklerim :)

      Sil

 
© Deniz'in Şarkısı
Designed by GeCe
Released under Creative Commons 3.0 CC BY-NC 3.0