Oscar Ödülleri ve Film Pazarı

Merhaba,

Mutlu pazarlar!

İstanbul’da hava oldukça kasvetli. Ben de filmlerimi, kitabımı, kahvemi alıp bloğumun başına geçtim. Oscar Ödülleri dağıtıldı, geciktim ama ben de iki çift laf etmezsem olmaz, bir de son zamanlarda izlediğim filmleri yazamamıştım, biraz da onlardan bahsedeyim.
Oscar ödül törenini siz de benim gibi kucağında cips paketiyle uyuyakalıp kaçıranlardansanız önce kazananların  listesini vermekte fayda görüyorum (zaten çoktan başka yerlerde okumuşsunuzdur, hatırlayalım)

En İyi Film: 12 Years A Slave (12 Yıllık Esaret)
En İyi Yönetmen: Alfonso Cuarón / Gravity
En İyi Kadın Oyuncu: Cate Blanchett / Blue Jasmine (Mavi Yasemin)
En İyi Erkek Oyuncu:Matthew McConaughey / Dallas Buyers Club (Sınırsızlar Kulübü)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Jared Leto / Dallas Buyers Club
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Lupita Nyong'o / 12 Years A Slave (12 Yıllık Esaret)
En İyi Görüntü Yönetmeni: EmmanuelLubezki / Gravity
En İyi Kostüm Tasarımı: Catherine Martin / The Great Gatsby
En İyi Saç ve Makyaj Tasarımı: Adruitha Lee, Robin Mathews / Dallas Buyers Club
En İyi Kısa Animasyon: Mr. Hublot / Laurent Witz ve Alexandre Espigares
En İyi Animasyon: Frozen
En İyi Görsel Efekt: Tim Webber ve Brian Cox /Gravity (Yerçekimi)
En iyi Kısa Film: Helium / Anders Walter ve Kim Magnusson
En İyi Kısa Belgesel: The Lady in Number 6 / Malcolm Clarke ve Nicholas Reed
En İyi Belgesel: 20 Feet From Stardom / Morgan Neville, Gil Frieseri ve Caitrin Rogers
En İyi Yabancı Film: The Great Beauty (Muhteşem Güzellik) / Paolo Sorrentino - İtalya
En İyi Ses Miksajı: Gravity / Skip Lievsay
En İyi Ses Kurgusu: Gravity
En İyi Kurgu: Gravity / Alfonso Cuarón ve Mark Sanger
En İyi Yapım Tasarımı: Catherine Martin ve Beverly Dean / The Great Gatsby
En İyi Orijinal Müzik: Steven Price / Gravity
En İyi Şarkı: Let It Go / Kristen Anderson Lopez ve Robert Lopez, Frozen animasyon filmiyle
En İyi Uyarlama Senaryo: John Ridley / 12 Years A Slave (12 Yıllık Esaret)
En İyi Özgün Senaryo: Spike Jonze / Her (Aşk)

Öncelikle 12 Yıllık Esaret’ten bahsedelim. Daha filmi izlediğim anda bir çok ödül alacağını anlamıştım. Hollywood’da bu tür hikayeler tutar ama elbette hakkını yemeyelim, gerçek bir hikaye olmasından tutun da oyunculuklara kadar insanın içine işleyen bir filmdi. Dolayısıyla başta en iyi film olmak üzere aldığı bir çok ödülü sonuna kadar haketti. Ben özellikle Lupita Nyong'o’nun en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülü almış olmasına çok sevindim. Hala izlemeyen varsa derhal hatasından dönsün.

Her (Aşk), bayılarak izlediğim bir filmdi. Konunun işlenişi çok hoşuma gitmişti. Zira en iyi özgün senaryo ödülünü aldı ama başka bir ödül almadı, yazık oldu Scarlett Johansson’un iç gıcıklayan sesine J

Gravity (Yerçekimi) ödülleri sildi süpürdü. Ben herhalde bir şeyleri kaçırdım. Evet ilginç bir filmdi, Sandra Bullock’u sever, George Clooney’e bayılırız, efektler görüntüler güzeldi ama oscar adaylığını bilmesem sadece ilginç bir filmdi deyip geçeceğim bir film olurdu. Tabii uzayda geçen bir film olunca teknik ödülleri alması da doğal olabilir. Bilmiorum ki. Müzik güzeldi ama. Bu arada sinemada 3D izlemedim o yüzden efektlerin tadına varamamış olabilirim.

Blue Jasmin’i beğenmediğimi ancak Cate Blanchet’in mükemmel performansını çok beğendiğimi yazmıştım. Kendisi de beni haksız çıkarmadı, en iyi kadın oyuncu ödülünü kucakladı. Tebrikler.

Bayıldığım filmlerden diğeri de Dallas Buyers Club’dı ve Matthew McConaughey’in çok iyi olduğunu da yazmıştım. O da beni yanıltmadı ve en iyi erkek oyuncu ödülünü aldı, helal olsun sonuna kadar haketti. Üstelik Para Avcısı filminde de kısa ama etkiliydi J Yalnız en iyi erkek oyuncu ödülünü bu kez alabileceğini düşündüğüm bir diğer isim Leonardo Di Caprio idi. Bu dördüncü adaylığıydı ne de olsa. Ödüller açıklanırken her seferinde büyük bir ümitle bakıyor sonra kazanamayınca mahsunlaşıyor ya çok üzülüyorum bu çocuğa. Allah için Para Avcısı’nı ve o filmdeki performansını beğenmiş ve kendimce oscarı vermiştim ama bu çocukta bir uğursuzluk var. Bence ödüle en çok yaklaştığı performanstı, umarım bir sonraki sefer artık alır da Leo da rahat eder biz de!

American Hustle hiç ama hiç beğenmediğim bir filmdi, ödül de alamadı zaten. O basık yüzlü Jennifer’ı hiç sevmiyorum ama filmde elle tutulur tek performans ona aitti, hakkını yemeyelim şimdi.

Evet bu sene de oscarları dağıttık. Film endüstrisinin en büyük ve en gösterişli ödüllerinin töreni de çok keyifli geçmiş, eh ne de olsa Ellen sunuyordu. Ben sonradan ordan burdan toplama videoları izledim, tamamı nerede ne zaman tekrar yayınlanacak bilmiyorum, merakla bekliyorum, bu sefer hayatta uyuyakalmam!

Gelelim geçtiğimiz iki haftada izleyip de yazamadığım filmlere, kısa kısa bahsedelim.

Le Passe (Geçmiş). Asghar Farhadi’nin yönettiği filmin başrollerinde Berenice Bejo, Tahar Rahim, Ali Mosaffa var. İran/Fransa ortak yapımı, ilişkiler, pişmanlıklar ve ayrılıklar üzerine çekilmiş çok etkileyici bir film. Tahar Rahim’i zaten seviyoruz ama bu filmde o dingin haliyle daha bir sevdirdi kendini. Film Cannes Film Festivalinde ödül aldı ve bizde de Altın Portakal programındaydı. İzlenesi filmlerden.

Keyifsiz bir günümde keyfimi yerine getiren bir filmse The Heat’ti. Sanıyorum Türkçeye Ateşli Polisler gibi bir isimle çevrilmişti. Sandra Bullock ve Melissa McCarthy ikilisinin beni gülmekten yere düşürdüğü filmi canı sıkkın olanlar mutlaka izlesin. Sandra Bullock çok iyi bir komedi oyuncusu, bu filmde de eşiyle uyumu ve performansı harika! Bir polis komedisinden daha öte bir filmdi.

Çok güldük biraz ağlayalım diyenler için de bir filmim var. 2014 Sırbistan Oscar adayı, Srdan Golubovic filmi Kesişen Hayatlar çok ama çok etkileyici bir dram filmi. Türü ne olursa olsun hemen hemen her filmde ağlayan biri olarak bu filmi izlerken de ağlamam doğaldı ama daha önce gözlerim kapanıp nefesim kesilene kadar ağladığım hiç olmamıştı. Film bittiğinde hala yerde, halının üzerinde yatıyor ve tepinerek ağlıyordum. Sinirleriniz bozulmayacaksa bu filmi kaçırmayın derim sevgili sinefiller.Tek bir anın bütün bir hayatı nasıl değiştirebileceğini izleyin.

Philomena, bana 4 dalda oscar adayı diye yedirilen bir filmdi. Yine hikaye güzeldi ama birşeyler beni sarmamıştı, bu film ödül falan alamaz diyordum ki öyle oldu. Çocuğunu kaybetmiş ve sonra onu bir yazarın yardımıyla bulmaya çalışan yaşlı bir kadının hikayesi. Judi Dench büyük oyuncu ve gerçek bir hikayeden uyarlanmış bir film olması izlemeniz için bir neden, illa oscar alacak değil ya. Ama beklentinizi iyi ayarlayın.

Gravity (Yerçekimi) yukarıda da bahsettiğim gibi neden o kadar çok ödülü aldığını anlayamadığım, vasattan biraz hallice bir uzay filmiydi. Tamam uzay boşluğu hissi , efektler, görüntüler falan iyiydi ama abartılacak kadar müthiş bir film değildi bence. Sanırım bu tür filmleri sevmediğimden beğenmedim. Siz yine de bir bakın izlemediyseniz. Bir de sanırım 3D izlemedim diye oldu.

Nebraska yine 6 dalda ödüle aday olup beni ümitlendirenlerdendi ama olmadı. Oysa ben beğenmiştim. Film büyük ikramiyeyi kazandığını sanan yaşlı ve hasta babanın ve ona mecburen eşlik eden oğlunun Montana'dan Nebraska'ya uzanan yolculuğunu anlatıyor. Akrabalıklar, ilişkiler ve paranın değiştirdiği durumlar üzerine güzel ve sakin bir hikaye. Bruce Dern'in çok iyi bir iş çıkardığı zaman zaman hüzünlü, bazen eğlenceli bu siyah beyaz filmi ben çok beğendim ve ilginç buldum.

Ve En İyi Film Ödülünü sonuna kadar hakeden “12 Yıllık Esaret” . Her sinemaseverin hafızasında yer edecek, gerçek bir hikayeden uyarlanmış olması nedeniyle etkisini artırmış, oyunculuklarla çok yükseklere çıkmış harika bir film. Konusunu zaten bilmeyen yoktur sanıyorum, 1840’larda özgür bir siyahinin kaçırıldıktan sonraki 12 yılda yaşadıklarını anlatan muhteşem bir film. Mutlaka izlenmeli.

Şimdilik benden bu kadar, keyifli ve güzel filmler izleyeceğiniz bir pazar günü diliyorum.