27 Mart 2013

Eskrim



Merhabalar,
Uzun zamandır düşünüyordum. Yaptığım hemen herşeyi paylaşıyorum da neden eskrimle ilgili yazı yazmıyorum diye.O yüzden bugün ben de size eskrimi anlatmak istedim.
Eskrim yaptığımı öğrenen hemen herkesten aldığım geri bildirimlere bakarak, bu sporun herkes tarafından asil ve gizemli (maske taktığımız için olsa gerek) bulunduğu ve hakkında çok az şey bilindiği gerçeği karşıma çıktı.Eskrim kısaca kılıçla dövüş sanatıdır.
Malum kılıç ve dövüş milattan başlar, ortaçağlardan günümüze ulaşır. Eskrim tekniği ise ilk İspanya’da öğretilmeye başlanmıştır. Eskrim Germen dilinde savunma, korunma kelimesinin kökünden gelir. 19. yüzyılın sonlarında bir yarışma sporu haline gelen eskrim, 1900’lerden itibaren İngiltere'de, Fransa'da yaygınlaşır. Daha sonra benim favorim olan İtalya’da da alır başını gider.
Daha sonra olimpiyatlara alınır ama eskrimin karışık ve nerdeyse içinden çıkılmaz olan kuralları nedeniyle bir ara sekteye uğrar daha sonra tekrar olimpiyatlara girer ve günümüze kadar devam eder. Bizde ilk uluslararası önemli başarı 1931 Atina Balkan Oyunları'nda Enver Balkan'in sampiyonluğudur. Tarihçesi kısaca böyle.
Eskrim, üç dalda yapılıyor. Epe, Kılıç ve Flöre. Ben flöre yapıyorum. Birbirinden farkları, kullanılan silahlar ve vücutta geçerli tuş alanları. Epede tüm vücut, kılıçta belden yukarısı, flörede ise geçerli alan gövdedir. Kol ve baş bölgesine vuruşlar geçerli değildir. Vuruş anında elektrik akımının kapanmasıyla yanan lamba, vuruş alan oyuncuyu belirtir. Flörede atak üstünlüğü kuralı var. Yani aynı anda tuş yapılmışsa, sayı atağa ilk kalkmış olan oyuncuya verilir. Daha fazla teknik bilgiye girmeyeceğim, internette ayrıntılı bilgiler var. Zaten kuralları anlatmakla bitmez J
Diğer spor dallarına gore daha az bilinen ve sporcu sayısı da az olan eskrime, ben küçüklüğümden beri meraklıydım. Olimpiyatlarda maçları kaçırmazdım. Ama okuldu, öğrencilikti, iş hayatıydı derken, tabi profesyonel olarak yapma şansını kaçırdım ancak geçen sene, eskrim sevgime ve merakıma daha fazla direnemeyerek öğrenmeye karar verdim.
İlk başvurduğum kaynak internetti ve yetişkinler için ders veren ve Galata’da bir eskrim okulu olan Ateş Yaylıoğlu’na ulaştım. Derslere hemen başladım. İlk başlarda zorlandığımı ve tahmin ettiğimden daha fazla kondisyon ve güç gerektirdiğini farkettiğimi itiraf etmeliyim. Hem satranç oynayıp hem sürekli hareket halinde olmak gibiydi. Pes etme noktasına geldiğim zamanlar oldu ama sonra vücudum tempoya alıştı. Daha önemlisi fiziken ve zihnen bana kattıklarını gördükçe daha fazla bağlandım. Şimdi her dersi iple çekiyorum.
Evet eskrim maceram kısaca böyle. Bitirmeden once çocuğu olan okuruma bir notum var. Çocuğunuzu bir spora yönlendirmek istiyorsanız mutlaka eskrimi de düşünmelisiniz. Hem fiziken hem zihnen kesinlikle bir adım önde oluyorlar. Sadece çocuklar değil, yetişkinler de eskrim yapabilirler. Herkese tavsiye ediyorum!
Hadi, en Garde!


Bu yazıyı paylaş...
  • Share to Facebook
  • Share to Twitter
  • Share to Google+
  • Email This
  • Pin This
  • Share on Tumblr

0 yorum

 
© Deniz'in Şarkısı
Designed by GeCe
Released under Creative Commons 3.0 CC BY-NC 3.0