8 Ekim 2014

Fransız Şeften Özel Lezzetler:The Dish Room Restaurant&Teras

                                            

Şehrin kalbinde, şık ve konforlu. Sanki bir otel restoranı değil de samimi ve sıcacık bir mutfak. Şefin elini her an omzunuzda hissedebilirsiniz. Sempatik Türkçesiyle size yemeği beğenip beğenmediğinizi soruyor, personel ise profesyonel ve güler yüzlü.
Mekanist’in davetlisi olarak işte böyle güzel bir ortamdayız. Şişli Marriott Hotel The Dish Room Restaurant&Teras’ın konuğuyuz. Mekanist Guruları için özenle hazırlanmış göz alıcı bir masanın etrafında hem The Dish Room çalışanları hem de Mekanist ekibi ile birlikteyiz. Yine keyifli bir akşam bizi bekliyor anlaşılan. Önce The Dish Room Restaurant&Teras’ı geziyoruz. Sofistike bir zevkle dekore edilmiş. Otel restoranlarındaki o soğuk, mesafeli hava yok. Barı göz alıcı ve geniş, restoran kısmında hem küçük hem büyük gruplar için alanlar ayrılmış. Keyifli bir atmosfere sahip.

                              

Yemeğe geçmeden önce görünüşüne bayıldığım “Rose Bowl” kokteylinin tadına bakıyorum. Gül ve kişniş tadı şarabın tadına karışıyor ve damakta güzel bir his bırakıyor. Sonrasında kırmızı ve beyaz Terra şaraplarından devam ediyoruz. Mekanist etkinliğine özel hazırlanan menüde yok yok. Tabii bahsedeceğim lezzetler konuklar için de menülerde yer alıyor ama bize özel bir seçki hazırlandığı için özellikle bahsetmek istedim.
Başlangıç olarak panelenmiş risotto topu, humus, yaprak sarma, falafel ve ahtapottan oluşan bir tabak geliyor. Sunum çok şık. Tabaktaki favorim panelenmiş risotto topu ve falafel. Ahtapot ise zaten hep vazgeçilmezim. Bazı başlangıçlar öyle baskın bir tada sahiptir ki ana yemek gibi tıkanırsınız. Ama bizim başlangıçlar tadı damakta bırakıp arkasını düşündürenlerden. Sonra ara sıcak olarak deniz mahsullü kokoreç, közlenmiş biber kreması, kalamar dolması ve baharat köpüğü ile acı kruton geliyor. Bademli kokoreç ile kalamar dolması bir harika.
                               

Gelelim ana yemeğe, özel menümüzü incelerken ana yemeği göremiyorum. Önce yanıldığımı sanıyorum ama sonra bir sürpriz olarak özellikle menüye yazılmadığını öğreniyoruz. Tahmin etmeye çalışıyoruz ve sonunda kuzu etinin yeşil fava fasulye, naneli sarımsak kreması, arpacık soğan ve el yapımı mantı ile servis edileceğini öğreniyoruz. Görsel bir şölen. Eti biraz yağlı ve soslu sevenler için vazgeçilmez bir ana yemek alternatifi olacaktır. Bu arada risotto sevenler The Dish Room'un risottosunu es geçmesinler.


Ve gecenin sonuna gelirken muhteşem sunumuyla ve hazırlanışının ne kadar büyük bir emek istediğini öğrenmemizle hayranlığımızı kazanan tatlı seçeneği Limon Espuma.  Şefimiz Hubert Bourdon yapılışını anlatırken hayret içindeyim. Limonun içi sadece ince dış kabuğu kalacak şekilde boşaltılıyor. Bunun için önce  4 saat kadar fırında sonra özel bir teknikle 60 derecede 8 saat pişiriliyor. İçi köpük krema ile dolduruluyor ve vanilyalı kurabiye ile servis ediliyor. İnce limon kabuğu ile kremanın uyumu muhteşem. Hem göze hem damağa hitap eden bu tatlıyı şiddetle öneririm.
Güzel akşamımız lezzetli ikramlar ve keyifli sohbetler eşliğinde son buluyor. Başta Mekanist olmak üzere bizi güler yüzle ağırlayan Şişli Marriott Hotel The Dish Room Restaurant&Teras ekibi ve hem samimiyeti hem de özel lezzetleriyle gönlümüzü çalan Şef Hubert Bourdon’a teşekkürler.
Sevgilerimle.


Bu yazıyı paylaş...
  • Share to Facebook
  • Share to Twitter
  • Share to Google+
  • Email This
  • Pin This
  • Share on Tumblr

0 yorum

 
© Deniz'in Şarkısı
Designed by GeCe
Released under Creative Commons 3.0 CC BY-NC 3.0