23 Ekim 2014

Ayumi Takano ile Hori'de Keyifli Buluşma: Japonya'yı Seviyorum!


Geçtiğimiz hafta Grand Hyatt Otel içinde bulunan Otantik Japon Mutfağının İstanbul’daki en iyi örneklerinden biri olarak kabul edilen Hori Restaurant’ın konuğuyduk. Hori’nin yaratıcısı Shunichi Horikoshi’yi uzun yıllardır bildiğimiz yine bir Japon Restoranı Itsumi’den tanıyoruz. Itsumi’deki başarısını ve deneyimini Hori’ye kattığını hemen anlıyorsunuz. Bu özel davet için ayakkabısız girilen ve Tatami denilen özel bir oda ayrılmıştı. Işıklandırmadan müziklere kadar harika bir ambians vardı ve hem modern hem Japon esintileri taşıyan dekorasyon ilgimi çekti. Adeta Tokyo’da bir restoranda yemek yiyormuş hissine kapıldık.

Bu güzel buluşmada sevgili blogger arkadaşlarım Cem, Sezen, Sinan, Burak (namı diğer Gurukafa) ile birlikte memleketi Japonya’yı Türkiye’ye hatta Türkiye’yi de Japonlara tanıtan en sempatik simalardan oyuncu ve sunucu Ayumi Takano ile birlikteydik. Bu özel buluşmada Ayumi’nin menajeri sevgili Ersu Akgüner ve Istanbul in Ink bloğunun yazarı Sheldon Heyes da bizimleydi. Çok keyifli ve sıcak bir buluşma oldu.


Eskiden beri ilgi duyduğum, merak ettiğim Japonya, Japon kültürü ve elbette Japon yemekleri ile ilgili bir çok şey öğrendiğim ve çok farklı lezzetleri denediğim akşamı kelimelere dökmek gerçekten zor. Sohbetlerle, kahkahalarla dolu çok lezzetli bir gece oldu.


Konumuz Japon yemekleriydi. Evde yaptığımız denemelerden ve sonuçlarından bahsettik. Tabi sonuç her zaman istediğimiz gibi olmuyor. Ama artık bir rehberimiz olacağı için mutluyuz. Çünkü Ayumi, en güzel Japon yemeklerinden örnekleri bir araya getirdiği ve “Ayumi’nin Mutfağı” ismini verdiği bir yemek kitabı çıkarttı. Bu kitapta kullanılan malzemeler, nasıl pişirildiği ve servis edildiği gibi temel bilgiler yer alıyor. Ayrıca Japon kültürüne dair bilgiler yer alıyor. Örneğin hangi yemeklerde ya da hangi durumlarda çubukların nasıl kullanıldığı gibi ilginç notlar var. Özellikle iyi çubuk kullanmanın çok önemli bir görgü kuralı olduğunu öğrendik. Ayrıca Japon mutfağının en önemli özelliklerinden biri o mevsime uygun ve taze sebzelerin tüketilmesine dikkat edilmesi. Yemekler kızartma, buharda pişirme, çiğ ve ızgara olarak farklı şekillerde hazırlanıyor.
Bu arada biliyoruz ki bir çok kişinin Uzakdoğu, Çin ya da Japon yemeklerine karşı bir önyargısı var. Suşinin tuhaf, çiğ balığın korkunç olduğunu düşünen kişi sayısı hiç de az değil. Ama bana onları nasıl yediğimi soran herkese söylediğim tek şey, “kesinlikle denemelisin” oluyor. Çünkü çok sağlıklı ve çok lezzetliler ama işte önyargı bu tatlardan mahrum kalınmasına neden oluyor. Tavsiyem kesinlikle iyi bir Japon Restoranında (Hori bunun için çok doğru bir adres) en azından bir kere denemek.
Gelelim neler tattığımıza.
Açılışı çorba ile yaptık. Wakame Soup, Japonlar için çok önemli bir çorba. İçinde baharat, yosun, yeşil soğan ve susam var. Özellikle yosun çok lezzetli ama her şeyden önce çok sağlıklı bir çorba. Yine çok sağlıklı olan ve soya fasulyesi ile yapılan Miso çorbasından bahsettik. Miso üzerine çok da ilginç bir anekdot anlattı Ayumi. Eğer birine evlenme teklif etmek istiyorsanız bunu “bana her sabah Miso çorbası yapar mısın” diyerek dile getiriyorsunuz. Bu benim çok hoşuma gitti.
 Japon usulü salata ise Wafu Sarada. Her yemekte mutlaka salata oluyor. Wafu, kurutulduktan sonra rendelenen torik balığı (Katsuobushi) ile yapılıyor. Özel bir sosu var.


Gecenin benim için en iyilerinden biri de Katsuo Tataki oldu. Belki de palamut sevdiğim içindir, bu lezzeti sevdim. Çok hafif ateşe tutularak hazırlanıyormuş.

Sashimi Toro ise yağlı ton balığının ince dilimler halinde kesilmesi (sashimi yöntemi) ile hazırlanıyor. Çok beğendiğimi özellikle belirtmek istiyorum. Ika Butter Itame, kalamar sevenlerin gönlünü çaldı. Salatası ve özel sosuyla sunulan bu yemeği mutlaka denemenizi öneririm. Bizim alışkın olduğumuz kalamardan çok daha lezzetliydi.

 Gelelim gecenin en önemli yemeği (bir mantar delisi olan benim için gecenin yıldızı) Yaki Matsutake’ye. Japonlar için Sonbaharı müjdeleyen ve yılın sadece bir ayı bulunması nedeniyle çok değerli olan bu mantarı ilk kez yedim ve bayıldım. Sevgili Ayumi masaya getirilen küçük mangallarda bizzat elleriyle pişirdiği Matsutake’yi kendisinin de çok sevdiğini anlattı. Hem tadı hem kokusu diğer mantarlardan çok farklıydı. Mangalın üzerinden alıp sıcak sıcak yemek de ayrı bir keyif oldu. İşte bu mantarı yedikten sonra Japonların umami dediği 5. tat duyusu bende devreye girdi!

Ve benim için önemli bir an! Suşilerimiz geliyor! Bu tadı gerçekten seviyorum ve bayılarak yiyorum. Keşke fırsatım olsa de her öğün yesem!
Crunch Roll (somon ve avokadolu), California Roll (yengeç ve uçan balıklı), Ebitem Roll (kızartılmış karidesli), Spicy Shake Maki (acılı somon balık), Unagi Maki (yılan balıklı), Natto Maki (fermente edilmiş soya fasulyeli) seçeneklerinden en çok hangisini sevdiğimi söylemem zor çünkü hepsine bayıldım ancak Ayumi’nin çok sevdiği fakat benim tereddütle yaklaştığım Natto Maki sanıyorum diğer arkadaşlarım için de sadece çürümüş soya fasulyesi olarak hatırlanacak. İlginç bir tad denemek isteyenlere önerebilirim. Özetle hem lezzeti hem de sarımı nedeniyle Hori’nin suşilerine bayıldım!


Yemeğe bir ara verildiğinde masaya gelen salatalık ve havucun sosu muhteşem. Ninniku miso to yasal, sarımsaklı olduğu için temkinle yaklaştığım ancak masadaki herkesten tam not alan bir sos oldu.
Bir diğer lezzet benim telaffuz etmekte zorlandığım Suzuki Usuzukuri. Yani ince kesilmiş levrekti ve somon haşlama yani Shake Nitsuke yine beğenilen yemeklerdendi. Ayrıca yağlı tavuk butu ve sebze ile yapılıp masaya getirilen fondü gibi minik bir ısıtıcıda pişirilen ve kıvamı ile tadı harika olan pirinç de çok sevilenler arasına girdi. İlk defa çubukla pilav yemekse değişik bir tecrübeydi. Ayumi’nin nasıl formda kaldığını Japon yemeklerini tanıdıkça anlıyorum. Unutmadan ekleyelim Ayumi’nin babası aşçı ve annesi beslenme uzmanı. Bu da mutfak kültürüne ne kadar hakim olduğunu bir kere daha gösteriyor.

Bu arada içki seçeneklerinde şarap, sake, rakı ve Japon birası da var. Ben de açılışı çok sevdiğim Japon birası Kırın Ichıban ile yapıyorum.
Gecenin kapanışını Macha Ice yani yeşil çaylı dondurma ile yaptık. Hoş bir aroması olan dondurma yine herkes tarafından çok beğenildi.

Bu harika yemeklere Ayumi’nin sıcak sohbeti de eklenince uzun zamandır eğlenmediğim kadar eğlendim. Saatlerin nasıl geçtiğini bile anlamadık.

Bu güzel buluşma için başta ev sahibi Shunichi Horikoshi ve Hori’nin işletmecisi eşi Pınar Hanım’a, şefimize, servis konusundaki inceliği ve bilgisiyle Fatih Bey’e, Ayumi Takano’ya, sevgili Ersu ve Sheldon’a ve elbette bu güzel buluşmaya ön ayak olan sevgili Cem’e çok teşekkürler.
Japon mutfağını ve kültürünü merak eden herkese Hori’yi şiddetle tavsiye ediyorum.
Her şey harikaydı!
Bu yazıyı paylaş...
  • Share to Facebook
  • Share to Twitter
  • Share to Google+
  • Email This
  • Pin This
  • Share on Tumblr

2 yorum

  1. off nasıl güzel, japon mutfağı yurt dışında bir kaç kez denemem
    oldu bayıldım. ve şimdi de sizi kıskandım!

    YanıtlaSil
  2. Ben de yurtdışında denemek istiyorum, ilk fırsatta bir Japon restoranının yolunu tutacağım :)

    YanıtlaSil

 
© Deniz'in Şarkısı
Designed by GeCe
Released under Creative Commons 3.0 CC BY-NC 3.0