12 Aralık 2010

Aşkın Yarısı

Taksiye bindiğinde kadının saçları sırılsıklamdı. Mor puantiyeli şemsiyesini bacaklarının arasına sıkıştırıp kollarını kavuşturdu. Şehrin ışıkları azalıyordu hızla geçtikleri yollarda. Titremesi heyecandan mı üşümekten mi bilemedi.Adamı düşünüyordu.
Elinde sımsıkı tuttuğu telefonun ışığı yandığında dağınık saçları arasındaki ıslak yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı. Mesajda yazan herşeyi önce kelimelere sonra harflere bölerek tekrar tekrar okudu. Derin bir nefes alıp başını yasladı ve gözlerini kapattı.
Taksi şoförünün sesiyle kendine geldiğinde hala gözleri kapalı gülümsüyordu. İndiğinde soğuk hava saç diplerinden ensesine inip ürpertti kadını. Oturduğu siteden içeri girerken yüzünde asılı kalan gülümsemeyi üzerine alındı güvenlik görevlisi ve daha büyük bir gülümsemeyle karşılık verdi. Yağmaya devam eden yağmura rağmen adımlarını hızlandırmadı. Ayakları geceyi bitirmek istemez gibi ağır ama uçar gibi hafifti.
Tanışalı henüz bir kaç gün olmasına rağmen hemen her gün görüşür olmuşlardı. Fırsat buldukları her an birbirlerine yazıyorlardı. Herşeyden ama en çok da içine düştükleri bu heyecan fırtınasının şaşkınlığından bahsediyorlardı. Göremedikleri büyük bir güç onları inanılmaz bir hızla birbirlerine doğru itiyordu.
Kadın adamı tanıdığından beri hayatındaki tüm sıkıntıların buharlaşıp uçuşunu hayretle farkediyordu.
Kapıyı açıp içeri girer girmez bilgisayarın başına gitti. Henüz ayrılmış olmalarına rağmen mesaj gelip gelmediğini kontrol etti. Dosyalardan birinden resmini bulup açtı ve gözlerinin içine bakarak gülümsedi.
Mutfağa geçip dolaptan sütü çıkardı, bardağa boşaltırken beraber geçirdikleri günü düşündü. İlk buluşmalarıydı ama birbirlerini yıllardır göremeyen iki sevgili gibi sarılmışlardı. Adam ve kadın biraraya gelebilmenin inanılmazlığına birbirlerine kenetlenmiş gözlerle bakıyorlardı. Sanki biri kafasını çevirse diğeri ortadan kaybolacakmış gibi tedirgin yürüyüp kalabalığa karıştılar.
Odasına girip yatağına oturduğunda gözlerini kapatıp gülümsedi kadın. Birbirlerini ilk gördükleri yeri, ilk konuşmalarını, buluşmalarını, birbirlerine dokunuşlarını ve öpüşmelerini düşündü. Midesine doğru bir sancı yürüdü, iki büklüm kıvrıldı yatağın üzerine. Derin derin nefes aldıkça adamın kokusu geliyordu sanki yanındaymış gibi. Gözlerini açıp bakışlarını kazağına çevirdi. Adam, çantasından çıkardığı parfümü kadının kazağına sıkmıştı, özledikçe koklaması için. Sonra uzun uzun, kaçamak öpüşmüşlerdi.
Kazağı çıkarıp yastığın üzerine serdi. Soyunup yatağa girdi. Gözlerini kapattı ve kilometrelerce uzaktaki sevgilisini yanına çağırdı. Soluna döndüğünde adamın gözlerini gördü. Nefesi yüzünde geziniyordu. Gülümsedi. Önce bedenine dokunan ellerini sonra dudaklarını hissetti. Adamın kokusu teninden saçlarına geçti.
Sabahın ilk ışıkları odaya dolarken elleri kenetli birbirlerine gülümsediler ve huzurlu bir uykuya daldılar..
Bu yazıyı paylaş...
  • Share to Facebook
  • Share to Twitter
  • Share to Google+
  • Email This
  • Pin This
  • Share on Tumblr

0 yorum

 
© Deniz'in Şarkısı
Designed by GeCe
Released under Creative Commons 3.0 CC BY-NC 3.0