11 Aralık 2010

Kim Demiş Aşkın Rengi Kırmızı Diye? Benimki Mavi!

Aylardır içim içimi yiyordu,yahu şu bloğu açtık da iki satır yazamadık diye. İş güç koşturmaca, hayat gailesi derken baktım gerçekten oturup değil bloğa kendime bile yazamaz olmuşum.Vakit yok,enerji az, uyku değerli  ve yapılması gereken bir sürü şey var..İzlenen filmler,oyunlar, yeni çıkan güzel şarkılar, dost sohbetlerini yirmi dört saate eşit bölmek lazım anlatabilmek için, zor zanaat. Ama tüm bunların ötesinde şimdi öyle birşey var ki hayatımda, anlatmak için benim sözcüklerim yeter mi bilmem..Geç ve güç de olsa yazmadan duramayacağım..
Uzun zamandır aklımdaydı dalış. Deniz çekiyordu aşağılara doğru, daha mavi daha derin diye birşeyler dürter olmuştu. İşi sıkı öğreneyim de başıma bişey gelmesin -can tatlı- diye kurs araştırırken "hadi atla gel bu akşam başlıyoruz" diyen Serdar Hoca'nın sesiyle kendimi Abyss'de buldum.Senelerini dalışa vermiş,tecrübeli, süper bir insan Serdar. Teorik dersleri tamamlayıp 29 Ekim Kaş dalışı için sözleşiyoruz.
Bu süre içinde tabi "yahu ben bu işe girdim de yapabilecek miyim" diye kendimi yediğim zamanlar oldu.Bekledim durdum. Bu süre içinde de şuan bana sorulan soruları kendime sorup durdum. Ya havam biterse, ya vurgun yersem..Öyle böyle zaman geçti, gitme vakti geldi. Heyecan ve merak içinde geçen uzun bir yolculuktan sonra Kaş'a vardık, benim ilk gelişimdi ve gördüğüm anda bu küçücük ve sakin yeri sevdim. Coğrafi yapısının da avantajını kullanarak çok fazla fiziki ve insani bozulmaya uğramamış bir yerdi burası.
Kısa bir kahvaltının ardından hemen teknemize doğru yola çıktık, bizi genç ve güler yüzlü Oceanids ekibi karşıladı. Tüm dalışlar boyunca da yardım ve ilgilerini esirgemediler.
İlk dalış öncesi öyle heyecanlıydım ve öyle büyük panik yaşıyordum ki kursta öğrendiğim her şeyi biranda unutmuştum. İlk gün şaşkın şaşkın benden önce dalanların ne yaptığını izleyip öğrenmeye çalıştım ama sıra bana gelince elim  ayağım tutuldu. Neyse ki tecrübeli arkadaşlar biz acemilerin imdadına yetişiyordu. Giydirdiler, kuşandırdılar, takıp takıştırdılar, onca ağırlıkla ayağa kalkıp teknenin ucuna gelmek zor oldu ama başardım. Kalbim öyle çarpıyodu ki giysimin bir yerlerinden çıkmaya çalışıyordu sanki, korkuya yakın bir ürperti paletimin ucundan girip regülatörümden dışarı sızıyordu. Boğulacağım, nefes alamayacağım, dibi boylayıp bir daha yukarı çıkamayacağım, allahım sana geliyorum diyerek kendimi suya bıraktım.
Önce boğuk bir şıpırtı, baloncukların arasından yarı yarıya görülen bir mavilik, regülatörün hırıltılı sesi, beni sırtımdan aşağı çeken tüp, su yüzünde kalmaya kararlı paletler..Önce gereksiz bir boğuşma yaşıyorum, mücadele halindeyim, sonra bakıyorum su yüzündeyim, bana dokunan, öldürmeye boğmaya çalışan falan yok, Serdar yanımda, heralde boğulmama izin vermez diye düşünüyorum. Sakinleşiyorum.
Tükürüklü maskemi temizlemeyi akıl edip çevremi görmeye başlayınca herşey daha çok yoluna giriyor. Hava göstergem, kamçım, ahtapotum nerde, kontrol ediyorum. Kafamı suya sokup ilk defa nefes aldığım regülatöre alışmaya çalışıyorum. Artık aşağı inmeye hazırım diye düşünürken Serdar'ın iniyoruz diyen sesiyle kalp atışlarım tekrar hızlanıyor ama bu sefer daha iyiyim.
Mavi derinliklere doğru yolculuk başlıyor. Başlarda batmakta zorlansam da aşağı indikçe herşey yoluna giriyor. Sadece kendi nefes alış verişimi duyuyorum, sonrası sessiz, huzurlu, sonsuz bir mavilik..Havada süzülmek gibi, ağırlıksız, hafif..
Az önceki korkumdan eser kalmıyor, hemen alışıveriyorum. Böyle bir güzelliğe kendini bırakmamak mümkün değil.Adeta büyüleniyorum.
İlk dalışlardan sonra kendimle uğraşmayı bırakıp çevremin farkına vardıkça ve derinlere indikçe daha da keyif almaya başlıyorum ve işte o zaman anlıyorum ki bu mavi derinlikleri hayatım boyunca bırakamayacağım..
Tüm sıkıntıları su yüzünde bırakarak aşağı indiğimde  farkediyorum ki hayatıma yavaş yavaş yeni bir aşk giriyor..
Masmavi tutkulu bir aşk..
Ve bir macera yeni başlıyor..Bir sonraki seferi iple çektiğim..
Bu yazıyı paylaş...
  • Share to Facebook
  • Share to Twitter
  • Share to Google+
  • Email This
  • Pin This
  • Share on Tumblr

1 yorum

  1. ben de dalmak istiyorum biliyor musun ? tam bir deniz tutkunuyum
    mesela bu yaz istediğim gibi doya doya denizle olan hasretimi tam gideremedim,
    bu yüzden psikolojim bozuk,hiç düzelmiyoooo :)

    YanıtlaSil

 
© Deniz'in Şarkısı
Designed by GeCe
Released under Creative Commons 3.0 CC BY-NC 3.0