16 Kasım 2014

İtalyan Serafina ve Fransız Brasserie Cognac artık Türkiye'de!


Geçtiğimiz hafta Akmerkez’de iki lezzet durağının açılışındaydık. New York’un en çekici restoranlarından Fransız Brasserie Cognac ve İtalyan Serafina, Dinesty Grup tarafından Türkiye’ye getirildi ve Akmerkez’in yenilenen yüzüyle birlikte kaliteli ve muhteşem iki restoranı daha sektöre kattı. Biz de blog yazarları olarak nazik davetlerine katıldık.
Önce Brasserie Cognac ve Serafina’nın doğuş hikayesini anlatmalıyım çünkü çok hoşuma gitti. Vittorio Assaf ve Fabio Granato hayat dolu iki İtalyan. Bir gün küçük bir yelkenlide travmatik bir şekilde denizde kaybolurlar. İliklerine işleyen soğukla, sert havayla ve açlıkla savaşan iki arkadaş, mükemmel pizzayı yaratma hayalleri kurmaya başlarlar. Fabio’nun devrim yaratan bir fırın inşa eden mimari dehası ve Vittorio’nun mutfakraki yeteneği ile restoran fikri ve mükemmel bir ortaklık doğar. İkisi de gerçekten birbirinden neşeli ve sıcaklar. Tüm konuklarla tek tek ilgilenerek tüm gece sohbet ettiler. İnanılmaz bir enerjileri var.



Açılış gecesinde hem birbirinden lezzetli kokteylleri hem de Fransız ve İtalyan mutfağının en seçkin yemeklerini deneyimleme şansımız da oldu. Serafina’nın İtalyan sıcaklığı hem dekorasyonu hem de yemekleriyle insanı hemen kendine çekiveriyor. Fransız Cognac ise biraz daha rafine bir zevke hitap ediyor, biraz daha gösterişli.


Bu iki alternatifin aynı zamanda ve yanyana açılması tercih yapmakta zorlananlara sanıyorum çok büyük bir kolaylık getirecek. Arkadaşlarınızla biraz daha eğlenceli ve hareketli yerleri tercih ediyosanız rahat ve şık Serafina, romantik yemekler ve önemli misafirler içinse Brasserie Cognac tercih edilebilir. Dinesty Grup bu iki eksiği de çok güzel yakalamış ve tamamlamış. Akmerkez gibi bir lokasyon tercih edilmesi de tam isabet. Uzun zamandır tadilatların sonucunu merak ediyorduk, güzel haber nihayet geldi.

Yiyecek ve içecek tavsiyelerine geçmeden önce dekorasyondan bahsetmek istiyorum. Hem Serafina’nın hem de Brasserie Cognac’ın iç tasarım ve duvarlardaki artwork New York’lu sanatçı Pato Paez’e emanet edilmiş. Sevgili Pato ile yaptığımız sohbette New York’taki restoranlarla hemen hemen aynı konsepti kullandıklarını öğreniyoruz. Pato gerçek bir sanatçı ve yaptığı işleri büyük bir keyifle, detaylarıyla anlatıyor. Ben özellikle Serafina’nın duvarındaki figüre ve Cognac’ın duvarındaki Fransız kadınlarını yansıtan tablosuna bayıldım. Pato gerçekten dahi bir sanatçı.

Peki neler yedik içtik. Öncelikle Cognac’ın kokteyllerine bayıldığımı belirtmeliyim. Aromalı ve tatlı içkileri daha çok tercih eden biri olarak İtalyan Mixolojist Stephan Sardi’nin elleriyle hazırladığı Coconut Martini beni daha gecenin başında kendisine hayran bıraktı. Stephan genç yaşına rağmen oldukça tecrübeli ve İtalyan ortakların onu neden tercih ettiğini kolaylıkla anlıyorsunuz. Bar ona emanet siz de gönül rahatlığıyla içki zevkinizi ona emanet edebilirsiniz.  Bir başka tavsiyem de Champagne Coctail. Ahududu ve şampanya sevenler için değişik bir deneyim olacaktır. Bu harika kokteyllerle başladıktan sonra gecemize Türkiye’de tadabileceğiniz en kaliteli şaraplarla devam ettik
.
Başlangıcı Peynirli Pataşularla yani hamur topları “Gougeres” ve keçi peynirli ve domatesli tartlarla yaptık. Sonrasında öyle bir lezzet geldi ki masadaki hemen hemen herkesin hayranlığını kazandı.
Kişniş, limon kabuğu, zencefil ile harmanlanmış, avakado yatağında patates waffle ile servis edilen Ton Balığı Tartar benden kesinlikle tam puan aldı. Ton balığı çiğ olmasına rağmen ki Fransız mutfağının çiğ ete meylini biliyoruz, avokado ile muhteşem bir ikili olmuştu ve damak zevkimize hitap ediyordu.
Scallop Pumpkin, kırmızı kabak püreli deniz tarağı ise bence bir diğer imza lezzetti. Oldukça seçkin bu menünün içinde bence ana yemek kadar iddialıydı.
Ana yemek ise Fileminyon Flambe idi. Konyak ile alevli olarak pişirilmiş bonfile parçası yaban mantarı, patlıcan volovan, fırınlanmış domates ve arpacık soğanla servis edilmişti. Fransız mutfağının önemli enstümanı sostur. Tüm soslar sonradan getirilerek servis esnasında önünüzde ekleniyor. Et Fransız geleneği gereği çok az pişirilmişti hatta kırmızı rengiyle biraz tedirgin etse de lezzet ve tat olarak gayet başarılıydı. Tabii biz Türkler bu kadar çiğ ete alışkın olmadığımız için hemen sorduk. Pişirme derecesi müşterilere sorulacak, merak etmeyin :)
Ve muhteşem kapanış. Yüzen ada Ile Flottante. Karamel ve vanilya creme angleli mereng tam bir sanat eseriydi. Bu kadar gösterişli bir tatlıdan beklenmeyecek kadar da hafifti. Farklı lezzetleri deneyimlemek isteyenlere tavsiye ediyorum.

Serafina ile Cognac yanyana olduğu için Serafina’yı çok kısa ziyaret ederek mekanımızı Cognac olarak belirlemiştik bu yüzden Serafina’daki tüm lezzetleri tadamadık ama ordaki misafirlerden aldığımız ipuçlarından Tartufo Nero pizza, Deniz Levreği ve Tiramisu’nun İtalyan Serafina’yı ziyaret edenleri mutlu ettiğini öğrendik.
Yemekler, kokteyyler bir yana benim asıl bahsetmek istediğim çok daha önemli bir şey var. Elbette yediğimiz yemekler, hazırlanışları, kokteyller, içkiler ya da bunlara ne kadar ödediğiniz önemli ancak Serafina ve Brasseri Congac’ta, anlatmak için doğru kelimeleri bulmakta zorlanabileceğim kadar büyük bir zerafet ve ilgi vardı. Kalite ve şıklık, görevlendireceğiniz profesyonellerle ve maddi imkanlarla sınırlarını genişletebileceğiniz kriterlerdir ancak servis görevlisinden barmene, işletmeciden iki İtalyan ortağa kadar herkesin bu kadar büyük bir ilgiyle ve sıcaklıkla, bu kadar mütevazi bir biçimde sizinle ilgilenmesi her yerde karşılaşabileceğiniz bir şey değildir. Bir çok davete ve özel etkinliğe katılan biri olarak –ki çok nazik evsahiplikleri gördüm- bu kadarı insanı gerçekten etkiliyor. Zaten müşteriye verdiği değeri bildiğimiz Dinesty Grup’un mottosu bu ve bence Serafina ve Brasserie Cognac’ı farklı ve vazgeçilmez kılacak olan da bu olacak.
Sevgili arkadaşlarım Sezen, Gürhan, Batuhan, Dilek, Sinan ve organizasyonların baş mimarı Cem ile birlikte çok keyifli bir akşam geçirdik. Emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Yeni ve farklı yemek deneyimleri sunmayı amaçlayan, Akmerkez’in yenilenen alanında açık ve kapalı bölümleriyle Brasserie Cognac ve Serafina, her ziyarette kusursuz lezzetler sunmak için konuklarını bekliyor. Siz de mutlaka ziyaret edin.
Adres: Etiler Nispetiye Cad. Akmerkez AVM Beşiktaş / İstanbul
Brasserie Cognac Rezervasyon: 0212 352 50 50
Serafina Rezervasyon: 0212 351 77 77
Sevgiler,
Bu yazıyı paylaş...
  • Share to Facebook
  • Share to Twitter
  • Share to Google+
  • Email This
  • Pin This
  • Share on Tumblr

0 yorum

 
© Deniz'in Şarkısı
Designed by GeCe
Released under Creative Commons 3.0 CC BY-NC 3.0