16 Aralık 2012

Ahmet Güneştekin’in çalışmaları Antrepo No 3’te: Sanattan güneşe açılan metaforik kapılar

Dün çok sevdiğim ve uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımla buluştuk.
Kış geldi, güneş hınzır hınzır girse de gözlerimizin içine havalar artık soğuk.. Hasta olmamak için meyve çaylarımızı yudumlayıp keyifli keyifli sohbet ettik. Sonra yemek yedik ve ufak bir gezintiye çıktık. Cihangir’den eski Roma parkına, Tophane-i Amire’nin yanından İstanbul Modern’e indik.
Ressam Ahmet Güneştekin’in son sergisi Antrepo No 3’teydi. Daha önce “Güneşe Açılan Kapılar” ve “Saf Adalet” ile Mart ayında Santral İstanbul’a konuk olan sanatçı bu kez Yüzleşme/encounter adıyla eserlerini sanatseverlerle buluşturmuş. Biz de görelim dedik.

3800 metrekarelik alan üzerine kurulu olan Antrepo No 3’te sergiyi gezerken canlı renklerin sizi içine aldığı tablolardan boyutlu çalışmalara geçiyorsunuz. Sergiye ismini veren 300x800 cm boyutlarında, yaklaşık 2 ton ağırlığındaki “Yüzleşme” mutlaka görülmesi gereken büyülü bir çalışma. Sanatçının kapılar serisinden “Cennet’in Kapısı” ve Gılgameş destanına atıfta bulunan “Ölümsüzlük Kapısı” da boyutlu olmasından mı yoksa altında yatan metaforik göndermelerden dolayı mıdır bilinmez en dikkat çeken eserlerden bazıları. Resmini gördüğünüz, dinlerin simgelerinin de yer aldığı “Güneşe Açılan Kapılar” bizim en beğendiğimiz ve önünde en fazla zaman geçirdiğimiz çalışmaydı.
Benim bir başka favorim, uğurlu sayımın 7 olmasından ve 7’nin eser içinde konumlanışından dolayı “Kainatın Yedi Sırrı” isimli çalışmaydı. Belki de sevdiğim renk ve desenler olduğu için bu çalışmayı sevdim.
Ahmet Güneştekin’in mitoloji, savaşlar ve din teması eksenindeki çalışmaları, Anadolu, Mezopotamya ve Yunan mitolojisinin izlerini taşıyan ve sanatla tarihin birleştiği hem çağdaş hem geleneksel bir tekniğe sahip. Tablolar, boyutlu çalışmalar, konstrüksiyonlar ve hatta kilimlerde sanatçının tarzını açık şekilde gözlemleyebiliyorsunuz. Doku ve anlatılmak istenen her ne varsa büyük bir uyum içinde..Hem doğrudan hem metaforik anlatım başarılı ve gitmek istediği noktaya varmış görünüyor bence.

Video gösterimi için ayrılmış salonda semah gösteriliyordu, ilk kez semah izleyen arkadaşımı ışığa tutulan “pervane”lere benzettim.

Ressamla ilgili şu bilgiyi de eklemek isterim, 2010 yılında Contemporary İstanbul'da satılan 'Çağ Tufanı' isimli tablosu, 1.5 milyon dolara yani yaklaşık 2.3 milyon liraya satılarak rekor kırmış.

Sergiyi gezerken Dara Kırmızıtoprak ismi dikkatimi çekmişti, sonradan öğreniyorum ki mekanın tasarımının emanet edildiği mimarmış kendisi.
Bir sanat eleştirmeni “Yaşar Kemal’in edebiyatta yaptığını, o görüntülerle yapıyor” demiş. Ne güzel söylemiş. Yaşar Kemal de zaten “bu adamın renkleri güzel” diyor bir ropörtajında.
Sanat ve insanın yüzleştiği en büyük kişisel sergi olarak kabul edilen sergiyi 30 Aralık tarihine kadar Antrepo No 3’te ücretsiz ziyaret edebilirsiniz.
Çok sevgiler..
Bu yazıyı paylaş...
  • Share to Facebook
  • Share to Twitter
  • Share to Google+
  • Email This
  • Pin This
  • Share on Tumblr

0 yorum

 
© Deniz'in Şarkısı
Designed by GeCe
Released under Creative Commons 3.0 CC BY-NC 3.0