Yılın son yazısı mı olsun yoksa yazmadığım bir kaç şeyi mi yazayım, yıl bitene kadar bir yazı daha yazar mıyım, yoksa seri haline getirmeyi planladığım "neler oldu" yazısı mı yazayım bilemedim. Hem yazmak istedim hem kafamı toplayamadım. Ama bilgisayarın başına geçmişken yazmamak olmazdı.
Bu ayın başında bir karar aldım. Her ay iki kitap okuyup, iki çorap öreceğim. İki çorap hedefime ulaştım, bir kitap bitti, şimdi yapay zeka üzerine kalınca bir kitap okuyorum ve henüz çeyreği bitti. Bakalım geri kalan on günde hedefime ulaşabilecek miyim? Çünkü bu arada bir de diamond painting yapıyorum. Mısır'ın tablosunu geçen yıl yapmıştım, bu yıl da Güneş'i yapıyoruz. O yüzden gözlerim yoruluyor, tüm gün iş, akşamları ve hafta sonu okuma, örme, yapıştırma derken bu yıl yakın gözlüğüne geçiş yaptım. Boş duramıyorum kesinlikle. Bu arada diamond paintingle geçen yıl tanıştım. Biricik dostum Duygu doğum günümde "sana iyilik mi yapıyorum kötülük mü bilmiyorum" diyerek vermişti bu hediyeyi, binlerce taşı bir tabloya tek tek (bazen üçer-dörder) yapıştırmak gerçekten akıl karı değil gibi gözükse de ben bayıldım hatta Aydın da çok sevdi. Diamond paintingle ilgili ayrı bir yazı yazacağım. O da terapi gibi bir hobi.
Bu arada pazar sabahı bizimkiler beni Gain'in Ankara Apartmanları yapımında izleyip mimarisine hayran kaldığım Yeşiltepe Bloklarına götürünce çok şaşırdım. Meğer Özüm'ün piyano öğretmeni burada oturuyormuş. Ankara'da bazı eski apartmanlar çok özel bir mimariye sahip. Bu yapı da onlardandı ve gördüğümde hayran olmuştum.
İki günlük Ankara ziyaretinden döner dönmez kendimi Eminönü'nde buldum. Nedenini bilmiyorum, vapur yolculuğu boyunca içimden İstanbul'u bu kadar özlemiş olamam olamam olamam diyordum. Kurukahveci Mehmet Efendi'nin müzesi ve dükkanını ziyaret ettim, bir de aklım Kürkçühan'daydı, sanki bir oda dolusu ipim yokmuş gibi.
Yeni yıl geliyor bu arada, hiç bundan bahsedemedim. Her yıl sonunda beni bir heyecan alır. Yeni yılın hedefleri, umutlar, kararlar, sonra yılbaşı ağacı, hediyeler, tutulan dilekler. Bizim evdeki yılbaşı ağacı kedilerimiz tarafından mundar edildi ama umutlarımız hala yeşil ve ışıltılı. Umarım sizin de öyledir.
Yarın Kadıköy'e gideceğiz, Şekerci Cafer Erol kalabalığında ezilip yılbaşı alışverişimizi yapmayı planlıyoruz.
Görüşürüz.
Aa! Diamond Painting diye bir şeyi ilk kez duyuyorum. Van Gogh'un tablosuna Güneş ne kadar güzel olmuş, yıldızlara bakar gibi. Eline sağlık çok güzel olmuş. Çoraplar da öyle, bence bunları değerlendir internetten satış gibi mesela...ama o kadar güzeller ki, siparişlere yetişmek zor olur dersen o da doğru:)
YanıtlaSilYaaa:))))Ankaralılar bozulmasın diye güzel demişsin ya çok tatlısın :)))teşekkür ediyorum kendi adıma, ben Ankaracıyım çünkü:) 30 yıl Üsküdar Çiçekçi'de oturduk ama ille de Angara:)))ay ne bileyim belki çocukluğumun en güzel yılları burada geçtiği içindir.
Kurukahveci Mehmet Efendi ay çok severim...Kadıköy'deki küçük dükkanı hâlâ duruyor mu? İçeri girince mis gibi kahve kokardı, kuyruk olurdu bayramlarda.
Chatgpt de ilk kez duydum ama ne güzel olmuş yaa..ya hayran kaldım nasıl yaptın ki?
Off...kedişleri görünce Bücürük'üm aklıma düştü yine (zaten hiç aklımdan gitmiyor ki...:( seninkilere uzun, sağlıklı ömürler olsun....🙏) apt. bahçesindekilerle idare ediyorum iki, üç yavru, iki de anne kedi var...sabah sular buz tutmuş oluyor demişsin ya Ankara soğuktu diye hakikaten buz kestik:(
Keyifle okudum, güzel fotoğraflara uzun uzun baktım. Eline sağlık.
Sevgiler.
Çok teşekkür ederim yorumunuz için çok mutlu oldum zaman ayırıp uzun uzun yazdığınız için:) Diamond paintingle ilgili kapsamlı bir yazı yazacağım, oldukça güzel tablolar çıkıyor ortaya. Çoraplarıma kıyıp satamam sanırım, zaten çok emek var, değerini bulmaz :) Kurukahveci Mehmet Efendi'nin dükkanı hala küçük ve vızır vızır işliyor, ben de oradan yayılan kahve kokusuna bayılırım. Ah Bücürük, her can dost çok kıymetli ve kısacık ömürlerinde öyle harika izler bırakıyorlar ki, sevgisini ancak tadan bilir. Chat gpt bir yapay zeka uygulaması, telefona indirdikten sonra nasıl bir görsel istediğinizi detaylı tarif ederseniz o şekilde görseller oluşturuyor. İsterseniz metin veya sunum da hazırlayabiliyorsunuz. Belki bu konuyla ilgili de bir gün yazı yazarım. Ve Ankara, sanırım tekrar hava ısınınca gideceğim :) Çok sevgilerimi iletiyorum.
Silİlk paragrafta yazdıklarınız hepimizin başına geliyor, sıkıntı etmeyin:)) Çoraplar okunamayan kitaplara sanırım güzel hava atıyorlar ama kitaplara bir başlanırsa sanırım görürler günlerini... Şarap kadehi çok hoş! Örgüler ve örgü şişleri ise bakın kış geliyor sıkıntı etmeyin tadını çıkarın, bahar ve yaz da sandığınız kadar uzağınızda değil diyorlar:) Sanırım.... Kışı sevimli kılan hoş bir yazıydı, okur ayrılırken bence naif bu yazı için size teşekkür ediyor:)
YanıtlaSilÇorap mı kitap mı diye hep ikilemde kalıyorum, ikisi de vazgeçilmezim, o yüzden hedefleri eşitledim. Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim, keyif almanıza çok sevindim, sevgi ve selamlarımı iletiyorum.
Sil